TURAD Başkanı ve Eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel geleceğin turizminde, tüketiciyi nelerin etkileyeceğini ve tüketicinin nasıl şekilleneceğine dair değerlendirmelerde bulundu.
Çin ve Hindistan’ın dünya ekonomisine etki eden iki önemli ülke olarak öne çıktığını söyleyen Bahattin Yücel, küresel boyutta ekonomik ve siyasal merkezlerde değişiklikler yaşandığını, turizmin en yoğun gerçekleştiği alanın Akdeniz’den doğuya doğru kaydığını söyledi.
Avrupa’da nüfusun yaşlandığını da hatırlatan Yücel, konuşmasına şöyle devam etti:
“İki ülke dünya ekonomisinde etkili olmaya başlıyor. Bunlardan bir tanesi Çin, diğeriyse Hindistan. Çin ve Hindistan’ın toplam nüfusu 2,5 milyarı biraz geçen bir nüfusu ifade ediyor. Yani dünyanın yarısına yakınında çok önemli gelişmeler oluyor.
Biz onları hedef pazar olarak görüp oradan potansiyel getirmeye çalışabiliriz ama asıl önemli olan bizim de oynadığımız pazar da bize ciddi bir alternatif oluşturacak olmaları. Bu pazarları görmezden gelemeyiz. Şimdilik Çin, Türkiye’ye yoğun turist gönderme konusunda istekli davranmıyor.
ÇIKIŞ NOKTASI TÜRKİYE
Türkiye’nin ciddi bir şansı var. Her iki ülkenin de Ortadoğu’ya, Afrika’nın kuzeyine ve Avrupa’ya açılmak için kullanabilecekleri en önemli çıkış noktası Türkiye. Buna hayal olarak bakmamak lazım çünkü bundan 15 sene önce Rusya’nın bizim ikinci önemli partnerimiz olacağını söylesek ciddiye alınmazdık.
Bugün Türkiye’de cep telefonu abone sayısı 50 milyonu buldu. Türkiye’deki cep telefonu satışları sayısal olarak yüzde 17 azaldı fakat ciroları yüzde 15 arttı. Bu, akıllı telefonların Türk halkı tarafından benimsendiğini gösteriyor. Tablet bilgisayar satışları arttı. Cep telefonları aslında bizi dünyanın her tarafına ama aslında hayata bağladı.
EN ÖNEMLİ ENSTRÜMAN TEKNOLOJİ
20′inci yüzyılın başlarındaki barok ve merkezi yapıların çöktüğünü ve yepyeni bir turizm dünyasıyla baş başa kaldığımızı görüyoruz. Burada kullanabileceğimiz en önemli enstrüman teknoloji. Teknoloji hem bizi eşitliyor, hem de bir tehlike ile karşı karşıya bırakıyor.
Attığınız her adım, baktığınız internet siteleri, yaşınız, hangi sıklıkla seyahat ettiğiniz gibi insan hayatının özelliklerini de gözler önüne serebilecek her türlü bilgi bu sistemin içerisinde var. Bunu duyarlı bir şekilde izlememiz gerekiyor. İşletme ile tüketici arasındaki en kısa ve en ucuz yol internet.
“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ FİYATLARI DÜŞÜREREK SAĞLAYAMAZSINIZ”
“Birey olarak tüketici öne çıkacak. Yavaş yavaş kitle turizminin bittiğini görmemiz lazım. Petrol fiyatlarındaki artış, havacılık sektöründe maliyetlerin yükselmesine müdahale edemeyen sektör umduğu kârlılığı ya da sürdürülebilirliği fiyatları düşürerek sağlayamaz.
Bir-iki haftalık tatiller yerine kendileri açısından en uygun dönemde, en uygun fiyatla tatil yapmak isteyecek yeni bir tüketici kitlesi ile karşı karşıyayız. Bu kişilerin geleneksel müşteri profilinden daha farklı olduklarını da görmemiz gerekiyor. Beğeni katsayıları daha yüksek ve daha titiz müşteriler.
THY TARİFELİ UÇUŞ YAPMIYOR
THY, Türkiye’nin hedef pazarındaki, tüketicinin en yoğun biçimde yer aldığı hiçbir merkezden Antalya’ya (biraz Adnan Menderes’e belki ama Dalaman’a ve Bodrum Havalimanı’na) tarifeli uçuş yapmıyor.
THY, dış hatların yüzde 60′ını transit ile sağlıyor; bunun da büyük çoğunluğunu İstanbul’a getiriyor. THY eğer Antalya’ya Manchester, Amsterdam, Brüksel ya da Almanya’nın herhangi bir havalimanından günlük uçmuyorsanız ama Şarm El Şeyk’e Antalya’ın üçte biri fiyatına uçuyorsanız o zaman ya dünyanın en büyük havayolu şirketiyim demeyeceksiniz ya da ben bu ülkenin milli taşıyıcısıyım demeyeceksiniz.
THY, kâr ve zarar nedeniyle bu stratejiyi güdebilir ama o zaman da turizmci kalkar sorar: Bu uçtuğunuz hatların kâr ve zararlarını açıklayın. Biz denedik sorduk ama cevap alamadık, ticari sır diye vermiyorlar.”